İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku

İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku ile ilgili içerikler.
Adem Dege
Adem Dege
YÖNETİCİ1 ay önce
EYT'de Son Durum: Beklentiler ve Açıklamalar

EYT'de Son Durum: Beklentiler ve Açıklamalar

EYT'de Son Durum: Beklentiler ve AçıklamalarSunum İçeriği:EYT Nedir? Kısa Bir HatırlatmaYasal Düzenleme Sonrası Mevcut DurumEYT'lilerin Beklentileri: Kademeli Emeklilik ve SonrasıHükümetten Gelen Son Açıklamalar ve YorumlarGeleceğe Yönelik Olası Senaryolar ve Tartışma1. EYT Nedir? Kısa Bir HatırlatmaTanım: 8 Eylül 1999 öncesinde sigorta girişi olan ancak emeklilik için gerekli sigortalılık süresi ve prim gün sayısı şartlarını sağlamasına rağmen, yaş şartı nedeniyle emekli olamayan çalışanları ifade eder.Temel Sorun: 1999 yılında yapılan yasal değişikliklerle emeklilik yaşı yükseltilerek, bu tarihten önce sigortalı olanlar için "kazanılmış hak" olarak görülen yaş şartı uygulaması getirilmesi.Çözüm: 2023 yılında yürürlüğe giren yasal düzenleme ile yaş şartı kaldırıldı.2. Yasal Düzenleme Sonrası Mevcut DurumYasanın Kapsamı:8 Eylül 1999 ve öncesi sigorta girişi olanlar.SSK (4/A), Bağ-Kur (4/B) ve Emekli Sandığı (4/C) statüsündeki sigortalılar.Kadınlar için: 20 yıl sigortalılık süresi ve 5000-5975 prim günü (kademeli).Erkekler için: 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000-5975 prim günü (kademeli).Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nda ise kadınlarda 7200, erkeklerde 9000 prim günü şartı bulunmakta.Başvurular: Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte milyonlarca kişi emeklilik başvurusu yaptı ve aylıklar bağlanmaya başlandı.Çalışmaya Devam Eden EYT'liler: Emekli olan EYT'lilerin aynı iş yerinde çalışmaya devam etmesi durumunda işverenlere %5 oranında SGDP (Sosyal Güvenlik Destek Primi) teşviki sağlanmaktadır.3. EYT'lilerin Beklentileri: Kademeli Emeklilik ve SonrasıAna Gündem: Kademeli Emeklilik:EYT düzenlemesinden yararlanamayan, özellikle 1999 sonrası sigorta girişi olan kesim, kendileri için de benzer bir "kademeli emeklilik" sisteminin getirilmesini talep ediyor.Bu beklentinin temelinde, prim gün sayısını doldurmuş ancak yaş şartı nedeniyle emekli olamayanların mağduriyetinin giderilmesi yatıyor.Önerilen kademeli sistemler genellikle sigorta giriş tarihine göre yaş şartının yeniden düzenlenmesini içeriyor.Maaş Artışları ve Enflasyon: Emekli aylıklarının enflasyon karşısında erimesi, tüm emekliler gibi EYT'lilerin de önemli bir beklentisi. Temmuz ve Ocak ayında yapılacak zamlar yakından takip ediliyor.Diğer Talepler: Prim eşitsizlikleri (özellikle Bağ-Kur'lu EYT'liler için prim gün sayısı farklılıkları) ve sağlık hizmetlerine erişim gibi konular da gündemde yer alabiliyor.4. Hükümetten Gelen Son Açıklamalar ve Yorumlar (Güncel)Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın Açıklamaları:Bakan Işıkhan, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarda "emeklilik sisteminde bir değişiklik planlamıyoruz" ve "emekli olabilmek için gereken prim ve yıl şartları devam edecek" ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, özellikle kademeli emeklilik bekleyen kesimler için olumsuz karşılandı.Bakanlığın önceliğinin mevcut emeklilik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak olduğu vurgulanıyor.Torba Yasa Beklentileri: Zaman zaman kamuoyunda "torba yasa" ile yeni düzenlemelerin gelebileceği yönünde beklentiler oluşsa da, şu an itibarıyla kademeli emeklilik veya 1999 sonrası girişliler için somut bir düzenleme Meclis'e sunulmuş değil.Ekonomik Boyut: Hükümet kanadından yapılan açıklamalarda, emeklilik sisteminde yapılacak yeni düzenlemelerin bütçe üzerindeki maliyet etkisinin de göz önünde bulundurulduğu sıkça dile getiriliyor.5. Geleceğe Yönelik Olası Senaryolar ve TartışmaKademeli Emeklilik İhtimali:Düşük İhtimal (yakın dönemde): Bakanlık açıklamaları ve mevcut ekonomik koşullar göz önüne alındığında, yakın zamanda kapsamlı bir kademeli emeklilik düzenlemesi beklenmiyor.Orta ve Uzun Vadede İhtimal: Kamuoyu baskısı ve adaletsizlik algısının devam etmesi durumunda, gelecekte daha sınırlı veya kademeli bir çözümün gündeme gelmesi mümkün olabilir. Ancak bu, kapsamı ve şartları netleşmemiş bir ihtimaldir.Mevcut Sistemin Devamı: Mevcut EYT düzenlemesinin temel hatlarıyla devam etmesi ve prim-yaş şartlarının korunması en güçlü senaryo olarak duruyor.Emekli Maaşlarına Yönelik Beklentiler: Enflasyonist ortamda emekli maaşlarına yönelik iyileştirme talepleri ve zam beklentileri devam edecek.Borçlanma İmkanları: Askerlik, doğum gibi borçlanma imkanlarının EYT kapsamında prim gün sayısını tamamlamak için kullanılmaya devam edeceği unutulmamalıdır.Sürdürülebilirlik Tartışmaları: Türkiye'nin yaşlanan nüfusu ve sosyal güvenlik sisteminin finansal sürdürülebilirliği, emeklilik reformlarının gelecekte de gündemde kalmasına neden olacaktır.
0
Adem Dege
Adem Dege
YÖNETİCİ1 ay önce
Kıdem Tazminatında Yeni Ufuklar: Belirsizliğin Gölgesinde Değişen Beklentiler

Kıdem Tazminatında Yeni Ufuklar: Belirsizliğin Gölgesinde Değişen Beklentiler

Türkiye'de çalışma hayatının en hassas ve en çok tartışılan konularından biri olan kıdem tazminatı, yıllardır süregelen reform arayışları, yargı kararları ve ekonomik dalgalanmalarla birlikte sürekli bir değişim ve dönüşüm içinde. Son dönemde yaşanan gelişmeler, hem işverenler hem de çalışanlar için belirsizliğin gölgesinde yeni beklentileri ve soru işaretlerini beraberinde getiriyor.Fon Tartışmaları ve Beklentilerin Yeniden ŞekillenmesiKıdem tazminatının bir fona devredilmesi fikri, her iktidar döneminde olduğu gibi, son yıllarda da zaman zaman gündeme gelmiş ve geniş yankı uyandırmıştır. Bu fon önerileri, genellikle işverenlerin yükünü hafifletme, küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ'lerin) finansal sıkıntılarını giderme ve kıdem tazminatı alacaklarının güvence altına alınması gibi argümanlarla destekleniyor. Ancak çalışan kesim, mevcut haklarının fona devredilmesiyle birlikte, olası bir kayıp yaşama endişesi taşıyor. İşçi sendikaları, kıdem tazminatının işçinin kazanılmış hakkı olduğu ve herhangi bir fonda erimesine izin verilmemesi gerektiği konusunda ısrarlı bir duruş sergiliyor.Güncel durumda, fona ilişkin somut bir yasal düzenleme henüz hayata geçirilmiş değil. Ancak kulislerde ve çeşitli platformlarda bu konudaki tartışmalar devam ediyor. Özellikle ekonomik istikrarsızlık ve enflasyonist baskılar altında, işverenlerin maliyet yükünü azaltma arayışları, fon fikrinin yeniden canlanmasına neden olabiliyor. Bu durum, çalışanlar arasında "acaba hakkımız elimizden alınacak mı?" sorusunu körüklerken, geleceğe dair beklentilerin de sürekli olarak yeniden şekillenmesine yol açıyor.Yargı Kararları ve Yargıtay'ın Gelişen İçtihatlarıKıdem tazminatı uygulamasında yasal düzenlemeler kadar, Yargıtay'ın verdiği kararlar da büyük önem taşıyor. Yargıtay, zaman zaman ortaya çıkan gri alanları aydınlatarak, işveren ve çalışan arasındaki dengeyi sağlamaya çalışıyor. Son dönemde Yargıtay içtihatlarında gözlemlenen en önemli gelişmelerden biri, kıdem tazminatına hak kazanma koşulları, hesaplama yöntemleri ve özellikle de haklı fesih nedenleri konusunda daha net ve tutarlı bir çizgi izlenmeye başlanmasıdır.Örneğin, mobbing, işyerinde ayrımcılık, işçinin sağlık sorunları nedeniyle işe devam edememesi gibi durumlarda haklı feshin tespiti ve buna bağlı olarak kıdem tazminatına hak kazanılması konusunda Yargıtay'ın verdiği emsal kararlar, çalışanların hak arayışlarında önemli bir yol gösterici niteliği taşıyor. Ayrıca, kıdem tazminatına esas ücretin belirlenmesinde, işçiye sağlanan tüm ayni ve nakdi menfaatlerin dikkate alınması yönündeki kararlar da çalışanların mağduriyetini engelleme açısından kritik bir rol oynuyor.Enflasyon ve Kıdem Tazminatı İlişkisiTürkiye'deki yüksek enflasyonist ortam, kıdem tazminatı hesaplamalarını ve işçinin alım gücünü doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biri haline geldi. Kıdem tazminatı tavanı, her altı ayda bir memur maaş katsayısına göre güncellense de, enflasyonun çok daha üzerinde seyretmesi, kıdem tazminatının reel değerini eritiyor. Bu durum, uzun yıllar bir işyerinde çalışmış ve sonunda işten ayrılan bir işçinin, almış olduğu tazminatla ekonomik beklentilerini karşılamakta zorlanmasına neden oluyor.Bu bağlamda, kıdem tazminatının enflasyon karşısında erimesini önleyecek mekanizmaların geliştirilmesi, hem çalışanların mağduriyetini gidermek hem de adil bir çalışma ortamı sağlamak adına büyük önem taşıyor. Yeniden değerleme oranları, enflasyon farkının tazminata yansıtılması gibi alternatif çözümler, ilerleyen dönemlerde daha fazla gündeme gelebilir.Geleceğe Dair Beklentiler ve Çözüm ArayışlarıKıdem tazminatında yaşanan bu dinamik süreç, hem işverenler hem de çalışanlar için geleceğe dair bir dizi soru işaretini ve beklentiyi beraberinde getiriyor. İşverenler, önlerini görebilecekleri, finansal yüklerini daha öngörülebilir hale getirecekleri bir sistem arayışındayken, çalışanlar ise kazanılmış haklarının korunmasını ve enflasyona karşı değer kaybetmemesini istiyor.Bu noktada, tarafların uzlaşabildiği, adil ve sürdürülebilir bir kıdem tazminatı sistemine geçilmesi elzem görünüyor. Belki de çözüm, tamamen fona devir yerine, mevcut sistemin iyileştirilmesi, tazminat tavanının enflasyonist koşullara daha duyarlı hale getirilmesi ve işçinin ekonomik güvencesini artıracak ek mekanizmaların devreye sokulmasıyla mümkün olabilir.Sonuç olarak, kıdem tazminatı, sadece bir ekonomik hak olmanın ötesinde, çalışma barışının, sosyal adaletin ve işçi-işveren ilişkilerinin sağlıklı yürütülmesinin temelini oluşturan kritik bir unsurdur. Ülkemizde yaşanan son gelişmeler, bu hassas dengenin korunması ve tarafların haklarının adil bir şekilde gözetilmesi için sürekli bir diyalog ve çözüm arayışının gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Gelecekte atılacak adımlar, çalışma hayatımızın genel çehresini ve sosyal devlet anlayışımızı derinden etkileyecektir.
0
Adem Dege
Adem Dege
YÖNETİCİ1 ay önce
Türkiye'de İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku: Güncel Gelişmeler ve Dönüşümler (2025)

Türkiye'de İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku: Güncel Gelişmeler ve Dönüşümler (2025)

Türkiye'de iş ve sosyal güvenlik hukuku, gerek küresel ekonomik gelişmeler gerekse iç dinamikler ve sosyal ihtiyaçlar doğrultusunda sürekli bir değişim ve gelişim içerisindedir. Dijitalleşme, esnek çalışma modelleri, enflasyonist baskılar ve demografik değişimler, bu alanlardaki hukuki düzenlemelerin ve uygulamaların güncelliğini korumasını zorunlu kılmaktadır.I. İş Hukukunda Güncel Eğilimler ve Düzenlemelerİş hukuku, işçi ile işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen kurallar bütünüdür. Son dönemde özellikle istihdamın teşviki, esnek çalışma modelleri ve uzaktan çalışma gibi konular gündemi meşgul etmektedir.A. Esnek Çalışma Modelleri ve Uzaktan ÇalışmaUzaktan Çalışma Yönetmeliği ve Uygulamaları: Pandemi döneminde hızla yaygınlaşan uzaktan çalışma, normalleşme sürecinde de kalıcı hale gelmiştir. 2021 yılında yürürlüğe giren Uzaktan Çalışma Yönetmeliği, uzaktan çalışmanın esaslarını (sözleşme, iş araçları, giderlerin karşılanması, iletişim vb.) belirlemiştir. 2025 itibarıyla, uzaktan çalışmanın işçi-işveren ilişkileri üzerindeki etkileri, özellikle iş sağlığı ve güvenliği, çalışma süreleri ve işyeri kültürü açısından derinlemesine analiz edilmeye devam etmektedir. Bu alanda yaşanabilecek yeni uyuşmazlıklar ve Yargıtay kararları beklenmektedir.Kısmi Süreli Çalışma, Çağrı Üzerine Çalışma: İş Kanunu'nda yer alan kısmi süreli ve çağrı üzerine çalışma gibi esnek modeller, özellikle gençlerin ve kadınların istihdama katılımını artırmak amacıyla teşvik edilmektedir. Ancak, bu modellerin iş güvencesi, sosyal güvenlik hakları ve sendikal örgütlenme üzerindeki etkileri tartışma konusu olmaya devam etmektedir.B. İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG)Dijitalleşmenin İSG'ye Etkileri: Dijitalleşme, bir yandan tehlikeli işlerde insan gücünü azaltarak İSG risklerini düşürürken, diğer yandan yeni ergonomik sorunlar (dijital yorgunluk, göz sağlığı vb.) ve psikososyal riskler (iş yükü, yalnızlık vb.) yaratmaktadır. Bu alanda yeni risk değerlendirme yaklaşımları ve mevzuat güncellemeleri beklenmektedir.Psikososyal Riskler ve Mobbing: İşyerinde psikososyal riskler, stres, tükenmişlik ve mobbing gibi konular, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının daha fazla odaklandığı alanlardır. Mobbing'e karşı yasal koruma ve farkındalık çalışmaları devam etmektedir.Denetimlerin Artırılması: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu tarafından yapılan denetimler, özellikle inşaat ve madencilik gibi riskli sektörlerde artırılmış olup, ölümlü iş kazalarının önüne geçilmesi temel hedef olmaya devam etmektedir.C. İş Güvencesi ve İşten ÇıkarmaBelirli Süreli İş Sözleşmeleri: Belirli süreli iş sözleşmelerinin kötüye kullanımı ve iş güvencesi hükümlerinden kaçınma girişimleri, Yargıtay içtihatlarıyla ve denetimlerle kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır. Zincirleme belirli süreli sözleşmelerin belirsiz süreliye dönüşmesi ilkesi önemini korumaktadır.İşten Çıkarma Sebepleri ve Kıdem/İhbar Tazminatı: İşten çıkarma süreçleri, özellikle haklı ve geçerli fesih sebepleri ile kıdem ve ihbar tazminatları, iş hukukunun en sık uyuşmazlık yaşanan alanlarındandır. Yargıtay'ın güncel kararları, bu konulardaki uygulamalara yön vermektedir. Özellikle performans düşüklüğü, ekonomik nedenlerle fesih gibi konularda ispat yükümlülüğü ve yargısal denetim önem arz etmektedir.D. Sendikal Haklar ve Toplu İş İlişkileriSendikalaşma Oranları: Türkiye'de sendikalaşma oranları, özellikle özel sektörde, istenilen düzeyde değildir. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller ve işverenlerin sendika karşıtı uygulamaları devam eden sorunlardır.Toplu İş Sözleşmesi Süreçleri: Enflasyonist ortamda ücret artışları, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin daha çetin geçmesine neden olmaktadır. Grev yasakları ve uyuşmazlıkların çözümü mekanizmaları da gündemdeki yerini korumaktadır.II. Sosyal Güvenlik Hukukunda Güncel GelişmelerSosyal güvenlik hukuku, bireylerin sosyal risklere (hastalık, yaşlılık, işsizlik, iş kazası vb.) karşı korunmasını amaçlar. Türkiye'de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) eliyle yürütülen sistem, sürekli reformlarla güncel ihtiyaçlara cevap vermeye çalışmaktadır.A. Emeklilik Sistemi ve EYT DüzenlemesiEmeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Düzenlemesi (2023): EYT düzenlemesi, prim gün sayısı ve sigortalılık süresini dolduran ancak yaş şartı nedeniyle emekli olamayan milyonlarca kişiyi emekli etmiştir. Bu düzenlemenin sosyal güvenlik sistemi üzerindeki mali yükü ve uzun vadeli etkileri, 2025 itibarıyla yakından takip edilmektedir. Düzenlemenin sürdürülebilirliği ve gelecekteki emeklilik yaş/prim reformlarının gerekliliği tartışılmaktadır.Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES): Bireysel Emeklilik Sistemi'nin (BES) daha kapsamlı bir versiyonu olarak düşünülen Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES), çalışanların emeklilikte ek gelir elde etmesini sağlamak amacıyla gündemdedir. Bu sistemin işleyişi, katılım zorunluluğu ve fon yönetimi gibi detayları, 2025 ve sonrası dönemde netleşmesi beklenen önemli bir reformdur.B. Genel Sağlık Sigortası (GSS)Prim Borçları ve Kapsam: GSS prim borçları ve bu borçların yapılandırılması, sigortalılık kapsamı ve sağlık hizmetlerine erişim, özellikle geliri olmayan ve prim ödeme gücü bulunmayan vatandaşlar için önemli bir sosyal güvenlik sorunudur. 2025 itibarıyla, GSS primlerinin gelir düzeyine göre ayarlanması ve borçların affı/yapılandırılması konuları zaman zaman gündeme gelmektedir.Sağlık Hizmetlerine Erişim ve Katkı Payları: Vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimi ve ilaç, tedavi için ödenen katkı/katılım payları, sosyal devlet ilkesi açısından sürekli denetlenen ve iyileştirilmesi gereken alanlardır.C. İşsizlik Sigortası ve İşsizlik Maaşıİşsizlik Fonu'nun Etkin Kullanımı: İşsizlik Sigortası Fonu, işsiz kalanlara maaş ödemenin yanı sıra, istihdamın korunması ve artırılmasına yönelik aktif işgücü piyasası politikalarını (mesleki eğitimler, istihdam teşvikleri vb.) finanse etmede kullanılmaktadır. Fonun etkin ve verimli kullanımı, işsizlik oranlarının azaltılması için kritik öneme sahiptir.Şartlar ve Süreler: İşsizlik maaşı alma şartları (son 3 yılda 600 gün prim, son 120 gün kesintisiz çalışma vb.) ve ödeme süreleri, işsizlik oranlarına ve ekonomik koşullara göre zaman zaman revize edilmektedir.D. Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ve Kayıt Dışı İstihdamla MücadeleSGDP Düzenlemeleri: Emekli olduktan sonra çalışmaya devam edenler için uygulanan Sosyal Güvenlik Destek Primi, hem sosyal güvenlik sisteminin gelirlerini etkilemekte hem de emeklilerin çalışma hayatındaki yerini belirlemektedir. Bu primin oranları ve uygulama esasları zaman zaman güncellenmektedir.Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele: Kayıt dışı istihdam, sosyal güvenlik sisteminin en büyük sorunlarından biridir. SGK, bu alanda denetimlerini artırmakta, ihbar mekanizmalarını güçlendirmekte ve teşvikler yoluyla kayıtlı istihdamı özendirmektedir. 2025 itibarıyla, özellikle hizmet sektöründe ve mevsimlik işlerde kayıt dışılığın azaltılması temel hedeflerden biridir.III. Gelecekteki Eğilimler ve BeklentilerDijitalleşme ve Yapay Zekanın Etkileri: İş hukukunda algoritma yönetimi, dijital platformlarda çalışma ve yapay zekanın iş süreçlerine entegrasyonu gibi konular, yeni hukuki düzenlemeleri gerektirecektir. İşsizlik sigortası ve mesleki eğitim politikaları, yapay zekanın yaratacağı istihdam dönüşümüne uyum sağlamak zorunda kalacaktır.Sosyal Güvenlik Açığının Yönetimi: Demografik yaşlanma ve emekli sayısındaki artış, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini tehdit eden en önemli faktörlerdir. Gelecekte yeni prim oranları, emeklilik yaşı düzenlemeleri veya ek fonlama mekanizmaları gündeme gelebilir.Sektörel ve Mesleki Bazda Düzenlemeler: Özellikle belirli sektörlerde (örn. bilişim, sağlık) ve mesleklerde (örn. serbest çalışanlar, platform çalışanları) ortaya çıkan yeni çalışma biçimlerine yönelik özel iş ve sosyal güvenlik hukuku düzenlemeleri ihtiyacı artmaktadır.SonuçTürkiye'de iş ve sosyal güvenlik hukuku, dinamik bir alan olup, ulusal ve küresel gelişmeler ışığında sürekli güncellenmektedir. Esnek çalışma modelleri, uzaktan çalışma, iş sağlığı ve güvenliğindeki yeni riskler, emeklilik sisteminin sürdürülebilirliği ve kayıt dışı istihdamla mücadele, 2025 yılı itibarıyla bu alanın en sıcak gündem maddeleridir. Bu hukuki alanın temel amacı, bir yandan işgücü piyasasının dinamiklerini desteklerken, diğer yandan işçi haklarını korumak ve sosyal adaleti sağlamaktır. Mevzuatın sürekli güncellenmesi, yargısal içtihatların gelişimi ve etkin denetim mekanizmalarının varlığı, bu dengenin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.
0